“Felsefe” düşünme üzerine odaklanır ve düşünen kişileri kendi düşüncelerinin bilişselliği içine dahil eden bir kavramdır. Felsefe soru sorma, ayrım yapma, bağlantı kurma, problemler üzerine akıl yürütme, önermeler üzerine değerlendirme yapma, kavramları analiz etme gibi görevler de üstlenir. Bu sayede birey etik, ontolojik, estetik ve epistemolojik problemlerle karşılaşır. Böylece felsefe fikirler ve kavramlar hakkındaki anlayışımızı derinleştirmeye yardımcı olabilmektedir. Ancak bunun olması için eğitim ortamında küçük yaştan itibaren ayrı bir ders biçiminde, felsefi sorgulamalarla karşılaşılması ve bunun bir yaşam biçimi haline getirilmesi önemli bir etkendir. Felsefeci M. Lipman 1970’li yılların başında, çocukların küçük yaştan itibaren felsefi içerikli kavramlar üzerine düşünme becerisi kazanabilmesi için “Çocuklar için Felsefe (P4C)” eğitim programını geliştirir.
Bu programda öğretmenin, öğrencilere filozoflar veya gelenekler hakkında bilgi aktarması yerine, öğrenenlerin felsefi içerikli problemler ve kavramlar üzerine düşünmesini, sorgulamasını sağlayarak kolaylaştırıcı rolünü üstlenmesi hedefi bulunmaktadır. Böylece kolaylaştırıcı, sorgulamaya dayalı, felsefi bir diyalog başlatılmış olur. Diyalog, çok çeşitli felsefi soruları ele alabilir, örneğin “Özgür müyüz?” “Doğru ile iyi arasında bir fark var mı?” vb. Öğrenciler genellikle daire şeklinde otururlar ve yaşıtlarıyla felsefi konular hakkında sohbet ederler. Çocuklar için Felsefe (P4C) programı yaratıcı, dinamik ve sosyal açıdan eleştireldir. P4C; öğretim, öğrenme ve okullaşma hakkında felsefi içerikli sorular soran ve çocukluk, eğitim, toplum ve demokrasi hakkında daha geniş tartışmalara katkı sağlayan bir programdır. P4C programları genel olarak ilkokul ve ortaokul düzeyinde uygulanır fakat prensipleri ve teknikleri her yaş grubunda kullanılabilmektedir. Bu programlar, öğrencilerin kritik düşünme, mantıksal akıl yürütme, empati kurma ve farklı bakış açılarını değerlendirmek gibi becerileri kazandırmayı amaçlamaktadır.