Modern Atık Yönetimine Geçiş Dönemi

Modern atık yönetimine geçiş, yalnızca çevresel faydalar sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal yararlar da sunmaktadır. Etkili atık yönetimi uygulamaları doğal kaynakların korunmasına, enerji tasarrufuna ve daha yaşanabilir bir çevrenin oluşturulmasında katkılar sağlamaktadır.

Modern atık yönetimi sistemlerinden bahsedildiğinde özellikle bireylerin üzerindeki iş yükünün yani atıkların kaynağında türlerine göre ayırmak için harcadıkları zamanın olabildiğince kısaltılması gerekir. Şu anda Türkiye’ de genellikle ikili ve üçlü yani geri dönüşebilir, geri dönüşemeyen veya ilave olarak organik atık olan sistemler tercih edilmektedir. İdeal olan sistemlerde ise evsel nitelikli atıklar kaynağından en az altı türe yani cam, metal, plastik, kâğıt, geri dönüşemeyen ve organik atıklar olarak türlerine ayrılması gerekmektedir. Ayrıca bunlara ilave olarak atık yağ, atık pil, elektrikli ve elektronik atıklar, tekstil atıkları vb. içinde toplama noktaları veya servisleri gerekmektedir. Modern sistemler atıkların kaynağından ayrılması için harcanan bu emeği ve zamanı sıfıra indirebilmektedir. Modern atık yönetimine geçiş, çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal sağlığın korunması açısından önemli bir adımdır. Geleneksel atık yönetimi yöntemlerin yerini daha verimli, çevre dostu ve sürdürülebilir sistemlerin alması, bu geçiş sürecinin ana hedefidir. Modern atık yönetimine doğru geçiş süreci yaşadığımız bu yıllarda, tüketicilerden kültür ve davranış değişikliği beklendiği ve atıkların türlerine göre tüketiciler tarafından kaynağından ayrıldığı sistemlerde farklı uygulamalar bizleri beklemektedir.

Geleceğin modern atık yönetim sistemlerinde atık yönetimindeki tüm paydaşların atık yönetim sistemini daha verimli hale getirmek için aynı masada oturması gereklidir. Böylelikle bir ürünün ve ambalajının üretiminden geri dönüşümüne ve geri dönüştürülmüş hammaddeye kadar geçen süreçleri birlikte tasarlaması önemli bir unsurdur. Modern sistemlerde devlet tüm paydaşları bir araya getirerek imkanları, sınırları ve etkinlikleri sunmaktadır. Bu paydaşlar; ürünü üreten ambalajı üreten, ürünleri tükettikten sonra atıklarını bertarafa veya geri dönüşüme gönderen, atıkları kaynağından alıp geri dönüşüme taşıyan ve geri dönüşüme tabi tutarak yeniden hammadde üretenlerdir.

1800’lerde sanayi ve endüstri çağına girilmesinden günümüzde gelene kadar süreçte atık yönetiminin önemi kavranamamıştır. Bu süreçte aşırı tüketimden kaynaklı atıklar çevreye geri dönüşü olmayan büyük zararlar vermiştir. Öyle ki bu atıkların içerisinde piller, aküler, kimyasallar, madeni yağlar, tıbbi atıklar, elektrikli ve elektronik atıklar gibi doğaya son derece zararlı olan atıklar ile cam, plastik, metal, kâğıt gibi geri dönüşebilen atıklar ve organik atıklar gibi ekonomik olarak kıymetli olanları da vardır. Atık yönetimi yapılmadığı için kaybedilen milyarlarca dolarlık ekonomik büyüklük kaybedilen istihdam potansiyeli ve doğal kaynakların israfına yol açmaktadır. Birçok ülke ise bu kayıplardan dolayı çevreye ve ekonomiye olan zararların farkına vararak atık yönetimi ile ilgili mevzuatı oluşturmuş ve ivedilikle uygulamaya geçmişlerdir.

Günümüzde kentlerimiz modernleştikçe ve yaşam alanlarımızda akıllı sistemler yaygınlaştıkça tüketicilerin artıklarını kaynağından ayırmaları, çevreyi korumaları ve döngüsel ekonomiye destek vermeleri için harcadıkları zaman ve emekler en düşük seviyeye indirilirken, hataları elimine edilecek ve sonuç olarak geleceğimiz olan doğa ve ekonomi yani insan hayatı sürdürülebilirliğini kazanacaktır.

 

Sitemizi kullanarak çerezlere (cookie) izin vermektesiniz. Detaylı bilgi için Çerez Politikamız'ı inceleyebilirsiniz. TAMAM