Hızlı nüfus artışı, kentleşme, ekonomik faaliyetler, çeşitlenen tüketim alışkanlıkları; çevre ve doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Çevre kirliliği, iklim değişikliği, çölleşme, ormansızlaşma, su kıtlığı ve küresel ısınmayla ilgili sorunlar dünya gündemindeki yerini korumaktadır. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için küresel ölçekte yaygınlaşan üretim modeli “yeşil ekonomi” kavramı ile ifade edilmektedir. Bir düşük karbon ekonomisi olan yeşil ekonomik dönüşüm sürecinde, üretim sektöründeki temiz üretim ve eko-verimlilik ile hem çevrenin korunması hem de rekabetçiliğin artırılması öngörülmektedir.
Karbon ayak izi, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir öneme sahiptir. Yüksek karbon emisyonları, sera gazı birikimine ve dolayısıyla küresel ısınmaya yol açabilmektedir. Bu nedenle karbon ayak izini azaltmak, çevreyi koruma ve sürdürülebilir bir gelecek sağlama açısından büyük bir gereklilik haline gelmiştir. Karbon ayak izi, çevresel sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir göstergedir. Bireyler ve kuruluşlar, karbon ayak izlerini azaltarak, daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için önemli katkılarda bulunabilirler.
Türkiye’de karbon ayak izi, ülkenin enerji tüketim alışkanlıkları, sanayi yapısı, ulaşım altyapısı ve tarımsal faaliyetleri gibi faktörlere bağlı olarak şekillenmektedir. Türkiye’nin karbon ayak izi, diğer birçok gelişmekte olan ülkeler gibi büyüyen ekonomi ve artan nüfus nedeniyle yükselme eğilimindedir. Türkiye’deki karbon ayak izini oluşturan faktörler başlıca enerji kullanımında fosil yakıtlar ve yenilenebilir enerji, ulaşımda motorlu taşıtlar ve toplu taşıma, sanayi ve üretimde tekstil, otomotiv, inşaat, enerjinin yoğun olduğu sanayi tesisleri, tarım ve hayvancılıkta metan emisyonları ve gübre kullanımı, atık yönetiminde düzensiz atık depolama ve biyolojik atıklar oluşturmaktadır.
Türkiye’de karbon ayak izini azaltma çabaları; enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payını artırmak için yatırımlar yapmaktadır. 2023 yılı itibarıyla rüzgâr, güneş ve hidroelektrik enerji kapasitesi artış göstermiştir. Binalarda ve sanayi tesislerinde enerji verimliliğini arttırmaya yönelik çeşitli projeler ve teşvikler uygulanmaktadır. Toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi ve elektrikli araçların kullanımının teşvik edilmesi gibi önlemler sayesinde ulaşım kaynaklı emisyonların azaltılması hedeflenmektedir. Geri dönüşüm oranlarını arttırmak ve atık yönetim sistemlerini iyileştirmek için çeşitli projeler yürütülmektedir. Organik tarım ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, tarım kaynaklı emisyonların azaltılmasına katkıda bulunabilir.
Türkiye’de karbon ayak izi, ekonomik büyüme ve enerji tüketim alışkanlıkları ile doğrudan ilişkilidir. Ancak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, enerji verimliliği projeleri ve sürdürülebilir tarım uygulamaları gibi önlemlerle bu iz azaltılmaya çalışılmaktadır. Türkiye’nin karbon ayak izi ile azaltma çabaları, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynamaktadır.