Göç, kültürel, ekonomik, siyasal yada sosyal sebeplerden dolayı hayatının tamamını veya bir bölümünü geçirmek üzere bulunduğu yerden başka bir yere yerleşmesine verilen kavramdır.
İltica hukuku ve ya sığınma hukuku günümüzde birbirlerinin yerine kullanılan bir durumdur. Fakat öncelikle sığınma ülkede yaşanılan zulümden dolayı kaçış olarak görülen zorunlu göç ile ilişkilendirilen, bir yer değiştirme hareketi olarak niteliği ve nedenleri ancak sonuç aşamasında belli olan bir eylemdir.İltica hukuku ise ülkelerin önceden belirlenmiş koşullarına uygun başvurusundan sonuçlanmasına kadar her aşaması yazılı olarak belirlenmiş hukuksal sınırlar da belli bir hak talep etme eylemi olarak kabul edilmektedir. İltica hukukunun genel öznesi ‘’mülteci’’dir.
Türkiye, Avrupa ve Asya’nın birleştiği yerde bulunan stratejik konumu ve kültürel yapısı olarak bakıldığında göç için oldukça uygun bir ülkedir. Bu nedenle Türkiye eski çağlardan bu zamana kadar büyük göçlere sahne olmuş ve bu alanda hukuki olarak bir düzenlemeye ihtiyaç duymuştur.Türkiye’ye gelen göçleri yönetmek adına önemli bir gelişme olarak Türkiye’nin uluslararası mülteci yönetimini oluşturan sözleşmelere katılımı olmuştur.
1990’lı yıllarda küreselleşmenin etkisiyle Türkiye’nin küresel göç yönetimleri içindeki yeri değişmeye başlamış, bu dönemde yabancıların göçü ve çeşitli sığınma talepleri ile karşılaşan Türkiye, artık göç mevzuatını da buna göre şekillendirme yoluna girmiştir. 1994 İltica kanunu kabul edilmiştir. ilerleyen yıllarda Avrupa Birliği görüşmelerinin başlaması ile göç yönetimi daha da önemli bir hal almıştır.
Uzun bir süre yürürlükte kalan ve zamanla değişen ihtiyaçlara cevap veremeyen 2510 sayılı İskân Kanunu 2006 yılında düzenlenerek 5543 sayılı İskân kanunu yürürlüğe girmiştir.
Türkiye her geçen gün artan ve daha karmaşık hareketlerini daha etkin bir şekilde yönetmek ve göç alanındaki hukuki ve kurumsal boşluğu doldurmak için 2013 yılında Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununu çıkarmış ve bu kanun ile Göç idaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Göç hareketleri sonucu oluşan ekonomik ve sosyal yapının etkilenmesi göç yönetiminin büyük bir hassasiyet ve incelikle alınması gerektiğini göstermiştir. Göç idaresi Genel Müdürlüğünün kurumsal yapısının geliştirilmesi ve sorunları pratik bir şekilde çözüme kavuşturulması için personel eğitimleri güçlendirilmeli bu konuyla ilgili üniversitelerde eğitim programları açılmalıdır.