Bir atık yönetimi oluşturulurken planlama yapmak yeni strateji geliştirmek önemli bir adımdır. Plan ve strateji bir yönetim sisteminin amaçlarını ve hedeflerini belirler ve sistemin işleyiş akım şemasını oluşturmaktadır. Böylece atık yönetimindeki tüm paydaşlar sınırlarını ve sorumluluklarını bilirler.
Bazı devletler, EPA (Çevre Koruma Ajansı) tarafından tanımlanan dört yöntem de dahil olmak üzere, atık yönetimi hedeflerine ulaşmak için hangi tür teknikleri, teknolojileri ve yöntem programlarını kullanmaları gerektiğini seçmek için süreç benimsemiştir. Kaynaktan azaltma, geri dönüşüm ve kompostlama, yanma ve düzenli depolama. Çoğu kentler her birinin çevresel etkilerini dikkate alarak tercih sırasına göre bu seçeneklere öncelik verilmektedir. Bu adımların en tepesindeki hedef atık miktarını azaltmaktır. Tüketim alışkanlıkları, depozitolu satışlar, daha az malzeme kullanılabildiği ambalajlar gibi yöntemlerle bu hedeflere ulaşılabilmektedir. İkinci sırada yer alan hedefimiz yeniden kullanımdır. Özellikle ikinci el satış yerlerinin oluşturulması ve özendirilmesi, bozulan eşyanın tamiri ile ömrünün uzatılması gibi yöntemlerin teşviki ile yeniden kullanım hedeflerine ulaşmak mümkündür. Geri dönüşüm özellikle hammadde tedarikini azaltmada ve üretimde harcanan enerji miktarını azaltmada son derece önemli bir adımdır. Belirlenen bu adımlar kaynak tüketimini azaltmakla kalmıyor aynı zamanda enerji tüketiminin azaltılmasında da önemli rol oynamaktadır. Enerji dönüşümü için ya doğrudan yakılarak enerji üretme veya organik atıklardan metan/biyogaz gibi gazlar elde edilmesi yollarından biri tercih edilebilir.
Diğer bir strateji ise “genişletilmiş üretici sorumluluğu” dur. Üretici sorumluluğu, yaşam döngüleri boyunca ürünlerle ilişkili tüm maaliyetlerin ürünün piyasa fiyatına entegrasyonunu teşvik etmek için tasarlanmış bir stratejidir. Genişletilmiş üretici sorumluluğu, ürünlerin tüm yaşam döngüsü boyunca hesap verebilirliği geliştirmeyi amaçlamaktadır. Buda ticareti yapan üreticinin ürünlerden sadece imalat sırasında değil, kullanım ömürlerinden sonra da sorumlu olmaları gerektiği anlamına gelmektedir.
Çevre kirlenmesi ile gündeme gelen eski bir strateji ise “Kirleten Öder” prensibidir. Yani çevreyi kirleten tarafın çevreye neden olduğu etki için ödeme yapması anlamına gelmektedir. Atık yönetimi ile ilgili olarak, atıkların bertarafı için ödeme yapacak bir atık üreticisi gereklidir.
Etkin bir atık yönetim stratejisi, çevresel sürdürülebilirliği desteklerken ekonomik ve sosyal faydalar da sağlar. Mevcut durumun doğru bir şekilde analiz edilmesi, hedeflerin net bir şekilde belirlenmesi ve bu hedeflere ulaşmak için stratejik planların uygulanması önemlidir. Teknolojik yenilikler, yasal düzenlemeler ve toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile başarılı bir atık yönetim sistemi oluşturtulabilmektedir.