0-36 ay arası çocuklar, çevreyi tanımaya ve fark etmeye doğumdan itibaren başlarlar. Ancak bu tanıma ve farkındalık süreci zamanla gelişir ve karmaşıklaşır. Bebeklerin çevreyi tanıma süreci, doğum öncesi döneminde daha anne rahminde iken çevresel uyarıcılara tepki verebilir. Anne karnında seslerin ve hareketlerin farkındalardır. Doğumdan hemen sonra da bebekler seslere ve dokunsal uyarıcılara tepki vermeye devam ederler. İlk aylarda görsel olarak belirli bir alanda odaklanma yaşarlar. Parlak ışıklar, hareketli nesneler ve kontrast renkler ilgilerini çeker. Ancak bu dönemde çevreyi net olarak algılamazlar. İlerleyen aylarda gittikçe görsel algıları gelişir çevreyi daha net görmeye başlarlar. Yaklaşık 6-12 ay sürecinde artık çevrelerini daha etkin bir şekilde keşfetmiş olurlar. Ayrıca bu dönemde bebekler emekleme ve destekle yürümeye başlaması çevreyi daha aktif şekilde keşfetmelerine destekçi olur. Kalan 24-36 ay döneminde ise artık çevresel ipuçları daha etkili bir şekilde kullanarak çevrelerini anlamaya başlar, nesneleri tanır, farklı seslere tepki vermeye ve basit talimatları anlama gibi becerileri gelişir. Bebeklerin çevreyi tanıma süreci, bireysel farklılıklar gösterebilir ve çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Örneğin, bebeklerin doğum öncesi deneyimleri, doğum sonrası bakım ve çevresel uyarıcılar gibi faktörler, çevreyi tanıma sürecini etkileyebilir.
0-36 ay arası çocukların çevreleriyle ilişkisi, genel gelişimleri için hayati öneme sahiptir. Bu dönemde çocuklar, çevrelerini keşfetmek ve deneyimlemek için doğal bir istek duyarlar. Çocukların çevreleriyle ilişkisi, fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimlerini etkiler.
Fiziksel çevre çocukların oyun oynadığı, keşfettiği ve etkileşime girdiği yerleri kapsamaktadır.
Güvenli ve uyarıcı olan fiziksel bir çevre, motor becerilerini geliştirmelerine, dünyayı keşfetmelerine olanak tanımaktadır.
Duygusal çevre, çocukların duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için önem taşımaktadır. Sevgi dolu ve destekleyici bir ortam güvenli bir bağlanma kurmalarına yardımcı olmaktadır.
Zihinsel çevre, çocukların öğrenme ve keşfetme süreçlerini destekleyen bir dönemdir. Bu dönemde çocuklar, dil gelişimi, problem çözme becerileri, hayal gücü gibi alanlarda hızla ilerler.
Sosyal çevre, çocukların çevresinde bulunan diğer insanlar ile etkileşimde bulunma ve ilişki kurma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Diğer çocuklarla oyun oynamak, sosyal becerilerini geliştirmelerine ve empati kurmalarına olanak tanır. Ayrıca, çocukların farklı kültürler, değerler ve perspektiflerle tanışmalarını sağlamak da önemlidir.
Bu nedenle, çocukların gelişimlerini desteklemek için, sağlıklı bir ilişki içinde olmalarını sağlamak önemlidir.
Güvenli, sevgi dolu, zengin ve uyarıcı bir çevre, çocukların potansiyellerini maksimize etmelerine ve sağlıklı bir şekilde büyümelerine yardımcı olur.